Obezite, modern dünyada önemli bir sağlık sorundur. Bilim hala kilolu olmaya yol açan mikrobiyolojik süreçlerin % 100’ünü açıklamayı başarabilmiş değildir. Birden fazla faktörün olduğunu biliyoruz, ancak bazıları hala gizemlidir. Düşük kalorili diyetler ve sabit egzersiz her zaman en iyi sonucu elde etmek için yeterli değildir. Bu durum, obezite meselesinde faraziyeler ve önyargılar yarattı. Bilim insanları, birkaç yıldır, duyguların obezite üzerindeki etkisini incelemeye başladı. Bu, insanların bilinçaltımızla ilgilenen başka faktörlerin olabileceğini düşündürüyor.
Obezitede Bilinçsiz Faktörler
Bilimsel kanıtlara göre bazı insanlar daha “kolayca” yağ toplama eğilimi gösterirler. Vücutları ayrıca birikmiş yağın tükenmesine karşı özel bir direnç gösterir. Böylece vücut yağı kalori veya enerji rezervi olarak görev yapıyor. Bu vücuda yağ tutma ile ilişkili bilinçsiz “fanteziler” olduğunu gösterir. Başta vücut, gelecekte zor zamanların olabileceği olasılığına tepki verir. Onu rezerve ederiz, bu yüzden eğer bir ihtiyaç olursa yedek olarak kullanmak için bir şeyler bulacağız. Örneğin, göçmen kuşlar yorucu yolculuklarından önce vücutlarındaki yağ miktarını arttırır. Uzun vadeli rezervlerden oluşan bir fantezinin sonucu olarak yağ insanlarda birikir. Böylece hayatta kalacağınızı garanti edebilirsiniz.
Buradan obezitenin bir çeşit savunma mekanizması olabileceği sonucuna varılıyor. Biriken yağ kendimizi bir eylem için rezerve etmenin bir yoludur. Fazla kilolu kişilerin artması, bu savunmasızlık duygusu için bir tür kalkan olabilir. Sonuçta, yetersiz hissetmeye dayanamayız. Çatışma kendisini obezite paketi altında saklıyor.